Açacağınız menfi tespit davasında dikkat edeceğiniz en önemli konu davayı açarken tedbir de istemek olmalı. Davanın sonunu beklerseniz, davayı kazansanız bile ödenmemiş kredi taksitleri nedeniyle findeks puanınız bozulur ve sonradan düzeltilmesi için uğraşırsınız. Uygulamada yapılan en büyük hata ise bu tedbiri isterken yanlış ifadeler kullanmak. Siz sadece “bankanın yasal takip yapmaması” şeklinde bir tedbir isterseniz findeks puanınız bozulmaya devam edecektir. Tedbir isterken kullanmanız gereken ifade “kredi ödemelerinin durdurulması veya dondurulması” olmalı. Derdinizi mahkemeye güzelce anlatırsanız ve bu şekilde tedbir de isterseniz ilk darbeyi atlatmış olursunuz.

Gelelim sonrasına. Mahkeme dosyayı bilirkişiye havale edecek. Bilirkişi de bankadan “doğrulama kodu” denilen şifrenin size gönderilip gönderilmediğini soracak. Birçok yargılamada mahkeme size şifre gönderildiyse başkaca inceleme yapmadan bankayı haklı buluyor maalesef. Peki bu aşamada haklarınız neler?

Siber güvenlik muazzam gelişmekte olan bir pratik. Bizim mevzuatımız doğrulama kodunu zorunlu tutmuş bankalara ama siber güvenlik gelişmelerini de atlamamış. Bankaların güncel gelişmeleri izleyip gerekli siber güvenlik önlemlerini almaları gerekli. Peki sizin dolandırıldığınız krediyi kullandırırken banka bu önlemleri almış mıydı? Mesela rutininiz dışında bir kredi kullanıldıysa, normalde siz hiç kredi kullanmazken bir gece 350 Bin TL bir kredi kullanıldıysa sizi telefonla arayıp sorabilirlerdi. İşte bilirkişi raporunda hiç bu ayrıntılara değinmemişse tebligattan itibaren 2 hafta içinde itiraz etmeniz ve hatta bilirkişinin yetkin olmadığını görüyorsanız yeni bir bilirkişi talep etmeniz çok önemli. Uygulamada maalesef tüketiciler bu tür dosyalarda haksız yere borçlu çıkabiliyor.