Teknik hukuk terimlerine pek girmiyoruz ama burada en ağdalı olan bir tanesine değineceğim: Külli halefiyet! Miras hukukunun ana prensibi der ki; mirasçılar hem malları hem de borçları devralır. Mantık basit aslında. Vefat eden baba o malları o borçlarla yapmış olabilir değil mi? Yani bir nevi, mallar borçlardan sorumlu gibi birlikte değerlendiriliyor.
Peki mirasçı bu borçlardan nasıl kurtulabilir?
Mirasçının önce şu soruya cevap vermesi gerekir: İntikal edecek mallar mı yoksa borçlar mı daha fazla? Borçlar daha fazlaysa veya intikal edecek önemli bir malvarlığı yoksa mirasçının vefattan itibaren 3 ayda Sulh Hukuk Mahkemesinde bir dava ile mirası reddetmesi mümkün. Hızlı sonuç alınan ve düşük masraflı bir dava.
3 aylık mirası red süresi kaçırıldıysa yapacak bir şey kalmıyor mu?
Maalesef birçok mirasçının bu ağdalı külli halefiyet prensibinden haberi yok. İntikal edecek malvarlığı yoksa murisin borçlarını merak bile etmiyorlar. Alacaklı bankalar ise borçlunun vefatını tespit edince mirasçılık belgesi çıkartıp icra dosyasını mirasçılara yönlendirebiliyor.
3 aylık süreyi kaçıran mirasçının her zaman asliye hukuk mahkemesinde “mirasın hükmen reddi” davası açması mümkün. Mirasçı bu dava ile iddia eder ki, vefat tarihinde borçlar mirastan fazlaydı, ben dava ile reddetmesem de reddetmiş sayılırım. Bu durumda mahkeme malvarlığı ve borçları detaylı tespit edip “borca batıklık” durumunu araştıracak. Süreç de uzayacak. Siz siz olun bir vefat durumunda sadece mallara değil borçlara da bakın, özellikle veraset belgesiyle bankalardaki kredileri öğrenin, 3 aylık süreyi kaçırmayın!
17 Kasım 2025



