Bizim hukuk sistemimiz icra takiplerini sırf sürüncemede bırakmak için yapılan itirazlara bir yaptırım getirmiş. Buna “haksız inkar tazminatı veya icra inkar tazminatı” deniliyor. İtiraz sonrasında konu mahkemeye intikal ettiğinde itirazın haksız olduğuna karar verilirse dosya borcu en az %20 oranında bir tazminat ilave edilerek artıyor. Kanunda “en az” %20 denmiş ama uygulamada genellikle bu oranın üstüne çıkılmıyor. Bu tazminat için borçlunun kötü niyetli olması aranmıyor.
Peki itiraz sonrası yapılan yargılamada alacaklı banka haksız çıkarsa?
Bu durumda da bir tazminat belirlenmiş: “kötüniyet tazminatı”. Alacaklı olmadığını bile bile kötü niyetle bir icra takibi başlatan kişi aleyhine bu kötü niyeti nedeniyle %20’den az olmamak şartıyla bir tazminata hükmedilmesi kanunda yerini almış. Adından da anlaşılacağı üzere bu tazminat için alacaklının kötü niyetli bulunması şart.
Uygulamada bankalar aleyhine bu kötü niyet tazminatına karar verildiğine pek rastlanmıyor. Bankaların alacaklı olmadığını bile bile icra takibi başlatmayacağı açık tabi ki. Bununla birlikte yine de tavsiyemiz, bankalara bir dava açarsanız veya bankaların bir davasına cevap verirseniz siz kötü niyet tazminatını baştan talep edin. Çünkü kanunun kesin kuralı: talep yoksa tazminat da yok!
26 Haziran 2025